Yorulursun bazen. Çevrende ki insanlardan, çocukluğunun geçtiği ve şimdilerde sana iyi gelmeyen Bakırköy sokaklarından, yaşadığın evden…
İnsan tükenecek noktaya nasıl gelir ya da nasıl getirebilirsiniz?
Kafam bir hayli karışık ne kendime iyiliğim var nede ona. Nasıl olur da bu noktaya geldik diye düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Peki ya bizim için gitmek mi kalmak mı iyi. Halbuki onun mutluluğu için her şeyi yapardım ve benim onunla kalmam onun en büyük mutluluğuydu. Ama artık bunu istesem de yapamıyorum. Neden?
Bir insan bu kadar mı çıkmaz içinde olabilir, artık her şey rahatsız eder olmuş kafamı, bedenimi. Evin içine dolan rüzgar sesleri, yürüdükçe kulaklarımı tırmalayan parke gıcırtıları, dolaşırken duyulan araba kornaları, tüm bu sesler insanın sabrını doldurur mu? Şuan bu noktayım işte bu nokta da bitmiş bir ben…
Ne senle oluyor nede sensiz derler ya. Heh işte tam o durum. Ne ona gidebiliyorum ne de ben onsuz nefes alabiliyorum. Ondan gittiğim an hayatım, akan zaman, alınan nefes hepsi bir an da onunla durdu. Şimdi diyeceksiniz ee neden o zaman yanında değilsin neden onun yanında olarak hayatını devam ettirmiyorsun?
O zaman şöyle cevap vereyim sizlere. Size iyi davranmayan adamın yanında dururmusunuz? Yanında olmasıyla size acı çektiren adamla bir yuva olabilir mi?
Evet çok sevdim kendimi hayatımı ortaya koyacak kadar sevdim. Ama zarar gördüm belki de sevgimden çok fazla zarar gördüm. Bu bitiş noktası bütün yapılanların sonuydu. Ne düşünebiliyorum ne bir adım atabiliyorum. Sanırım artık hissizleştim içimde çok şey var dökebileceğim ama tüm kelimeler dağılmış gibi.
Anladım ki ne kadar seversem o kadar yanıyorum ne kadar sevip kendimi bağlarsam o kadar gidiliyor halbuki söz vermiştik dimi adam. Gitmemeye, savaşmaya, mutlu bir yuva kurmaya söz vermiştik. Çok savaştım canımı ortaya koydum herkese karşı savaş açtım ve çoğunda galip biz çıktık ama biz birbirimize karşı savaşamıyoruz biz bu savaşı yenemiyoruz işte bu yüzden kaybettik ya zaten bu yüzden tükendik lanet olsun ki bu yüzden biz diye bir şey kalmadı.
Ben senden sonra anladım ki kalbime demir kapılar kapatmam gerek. Ne sevdiğimin kıymetini veren insanlar yada beni güzel seven insanlar var. Kalbe kilit gerek artık…
En çok yakan da seve seve gitmekmiş bunu anladım. Şimdi nasıl olur da ben o kirpiklerine kurban olduğum adamı başka kadınlara bırakır oldum, nasıl olur da ona başka çocukların baba demesine göz yumdum. Bizim için kalmak varken gitmeler iyi oldu sevdiğim. Dokunmadan, koklamadan, sımsıkı sarılmadan nefes almak iyi oldu. Sahi iyi mi?
Ne gecem var ne gündüzüm ne geceyi ayırt edebiliyorum ne gündüzün farkı oluyor. Tek bildiğim onca şeye rağmen hala sevmekten vazgeçemiyorum…